Sıkıntı, fiziksel ya da bilişsel süreçlerin sonucunda meydana gelen olumsuz duygusal durumlardır. Sıkıntıya dayanma ise kişinin olumsuz psikolojik durumlar karşısında bu yaşantılara dayanma kapasitesidir. Belirli süreçler sonucunda oluşan sıkıntıya dayanma kapasitesi, kişiye rahatsızlık veren ve olumsuz olarak algılanan fiziksel durumlar ve kişiye sıkıntı yaratan psikolojik durumlar olmak üzere iki farklı şekilde açıklanmaktadır. Kişinin psikolojik bir durum karşısındaki sıkıntıya dayanma kapasitesi, olumsuz duygularına ilişkin beklentilerini etkilediği gibi, bu duygularla baş etmede kullanacağı problem çözme becerilerini de etkilemektedir.
Sıkıntıya dayanma kapasitesi düşük olan bireylerin diğer bireylere göre kendini daha zayıf gördüğü ve sıkıntıyı kabul etmekte daha başarısız olduğu düşünülmektedir. Bu doğrultuda çoğunlukla sıkıntı yaratabilecek olumsuz yaşantılardan kendilerini alıkoydukları aksi durumda ise işlevselliklerini kaybettikleri ve sıkıntıdan utanç duydukları bilinmektedir. Bu durum olayları ya da duyguları değerlendirmelerinde ve değiştirmelerinde farklılıklara neden olmaktadır. Olumsuz bir duygu durum deneyimlediklerinde sonuç odaklı hareket edememekte ve bu yönde düşünmekte problem yaşayabilmektedirler. Sıkıntıya dayanma kapasitesi yüksek olan kişiler ise yaşadığı olumsuz durum, duygu ya da olaylar karşısında daha dayanaklı olmakta ve baş etme stratejilerini daha etkin kullanabilmektedir.
Sıkıntıya dayanma kapasitesi düşük olan bireylerin olumsuz duygu durum içindeyken yaşadığı duygusal sıkıntıyı reddetme ve bu duygusal sıkıntıyı hızla azaltacak tüm başa çıkma stratejilerini kullanma eğiliminde olmaları, yapılan çalışmalarda incelenmiş ve kişilik bozukluğunun, alkol ve madde bağımlılığının, depresyonun, yeme bozukluğunun, travma sonrası stres bozukluğunun ve kaygı bozukluklarının başlamasında ve devam etmesinde sıkıntıya dayanmanın önemli bir rolü olduğu belirlenmiştir.
Yazar Notu
Bu yazı yazarın yüksek lisans tezinden üretilmiştir.